Vakanüvis Akşener’in kürsüden kurşun sıktığı görüşmeden tarihin derinliklerine indi
Gerçek mermi hikayesi, tiyatro değil
tarihçi
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener adlı olaydan siyasi sonuç çıkarmaya çalışırken, gösteri Meclis’in etrafına kurşun sıkmaya kadar gitti. Akşener, partinin kümelenme toplantısında teatral bir şekilde yere bir avuç mermi fırlattı, inşaat bekçisinin seken kurşununu hükümete bağladı, hükümeti suçladı vs. Bu performans böyle… Tarihte silah var. /bullet story – bu sefer gerçek – Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde.
Başgil büyük bir bilim adamıydı.
27 Mayıs darbesini gerçekleştiren, demokrasiyi kana bulayan, üç devlet adamını şehit eden darbeciler, siyasi hayat normale dönerken işlerin eskisi gibi gitmemesi için birçok oyun, oyun ve oyun kurdular. Darbe sonrası üniversitede DP hocası arayışına giren darbeciler, Ali Fuat Başgil’i de üniversiteden ihraç etti; Yetmedi, bir yazısından dolayı aylarca cezaevinde tuttular.
Ali Fuat Başgil’dir; Kafkas cephesinde gaziydi; Paris Hukuk Fakültesi, Edebiyat Fakültesi ve Lahey Uluslararası Hukuk Akademisi’nden mezun oldu, Paris Hukuk Fakültesi’nde “Boğazlar Meselesi” konulu teziyle hekim oldu ve aynı zamanda öncü süreçte devlete hukuk müşaviri olarak görev yaptı. Hatay’ın bağımsızlığına. Başgil, 27 Mayıs’tan sonra darbecilerin kaba davranışları nedeniyle 10 Nisan 1961’de üniversiteden emekli oldu.
Yeni anayasanın kabul edilmesinin ardından 15 Ekim 1961’de yapılan genel seçimlerde Adalet Partisi kontenjanından Ali Fuat Başgil Samsun Senatörü seçildi. Seçim sonuçları darbecileri tokatlamak üzereydi. CHP zar zor 173 milletvekili alırken, Demokrat Parti, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi ve Yeni Türkiye Partisi’nin devamı olarak görülen Adalet Partisi 277 cemen milletvekili çıkardı.
Darbeciler: “İstediğimiz seçilmezse yine darbe yaparız”
Milletvekilliği seçimlerinde istedikleri sonucu alamayan darbeciler, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde işi daha da sıkı tutma kararı aldı. Cunta üyelerinden Fahri Özdilek’in “demokrasiden şikayetçi” olduğu ve darbecilerin başı Cemal Gürsel’in seçilmemesi halinde yeni bir cuntanın darbe planladığı söylendi.
Darbeciler o kadar yüzsüz ve yüzsüzdüler ki, gerekirse yönetimi yeniden ele geçirmeye bir protokolle karar vermişlerdi. Milli Birlik Komitesi kadar etkili olmaya başlayan “Silahlı Kuvvetler Birliği” de seçimlerin milli iradeyi tam olarak yansıtmadığını ve en geç 25 Ekim 1961’e kadar yönetimi ele geçirebileceklerini belirtti.
Bu süreçte siyasi partilerin -elbette yıldırılan- başkanları Çankaya Köşkü’nde toplandı ve darbecilerin başı Cemal Gürsel’in cumhurbaşkanlığı adaylığı imzalandı. Ancak Prof. Dr. Ali Fuat Başgil, vatandaşlardan gelen yoğun talebe rağmen 23 Ekim 1961’de adaylığını açıkladı. Halktan gelen bu taleplere Adalet Partili milletvekilleri de kayıtsız kalmadı ve Başgil için imza toplamaya başladı.
Başkan adayına silah doğrulttular
Ali Fuat Başgil’in milletten gördüğü iyilik darbecileri rahatsız etti. Bu isimlerden ikisi; Siktı Ulay ve Fahri Özdilek, Başgil’i Başbakanlığa davet ederek bir görüşme ayarlamıştı. Medeni, yasal, makul bir görüşme olacağı varsayımıyla Başbakanlık makamına giden Ali Fuat Başgil, silahlı protestocularla karşı karşıya olduğunu çok geçmeden anlayacaktı. Kendisini görüşmeye çağıran iki ismin yeni bir cuntadan söz ettiklerini, masaya silah dayadıklarını, ölümle tehdit ettiklerini ve kendilerinin de seçimi iptal edip Meclis’i kapatacaklarını söylediklerini aktaran Başgil, anılarında, “Sıtkı Ulay ‘Seçilir seçilmez Cumhurbaşkanlığı töreni için toplarınız atılmayacak’ dedi. Cumhurbaşkanlığı arabası sizi Köşk’e götürmez, aksine cip ile Etlik’e götürülürsünüz, orada yeriniz hazırlanmıştır. Belki Etlik’e defnedilirsin.’ dedi.” dizelerini yerleştirdi.
Ali Fuat Başgil, “Paşalar! Dört yıl Kafkas Cephesi’nde savaştım. Savaşın ne olduğunu biliyorum. Savaşta ölüm akla gelmiyor. Şu an hayatımı değil, vatanımı düşünüyorum” dedi. milletimin geleceği.” 24 Ekim 1961’deki bu görüşmeden sonra Ali Fuat Başgil hem adaylıktan çekildi hem de yemin bile etmeden Samsun Senatosu’ndan istifa ederek İsviçre’ye giderek buraya yerleşti.Ali Fuat Başgil’in çekilmesinden sonra 26 Ekim 1961’de Cemal Gürsel, tek aday olduğu cumhurbaşkanlığı seçimlerinde etrafı askerlerle çevrili TBMM’den 434 oy alarak Cumhurbaşkanı seçildi.
