Tur

‘Siyonist, Evanjelist ve neocon gruplar dünyayı kıyamet savaşına mı sürüklemeye çalışıyor?’

Amerikan Başkanı Joe Biden, Ukrayna’ya verilen füzeler ile Rusya’nın vurulması konusunda basın mensuplarının sorduğu sorulara “Bu konu üzerinde çalışıyoruz” yanıtını verdi. Diğer yandan ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, muhabirlere yaptığı açıklamada İngiliz mevkidaşı David Limmy ile birlikte Kiev’in Rusya’yı Batı füzeleri ile vurma isteğini değerlendirdiklerini kaydetti.

İngiliz Başbakanı Keir Starmer ise savaş alanındaki koşullara uyum sağlamayı istediklerini söyleyerek, İngiliz Storm Shadow füzeleri ile Rus topraklarının vurulabileceğinin sinyalini verdi. Öte yandan ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Michael McCaul, Ukrayna’ya yönelik kısıtlamaların tamamen kaldırılmasının oldukça yakın olduğuna inandığını belirtti.

Ancak Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin, ileri teknoloji Batı füzelerinin İngiliz, Amerikan, Fransız vb. NATO uyduları tarafından doğrudan yönlendirildiğini ve bu füzelerin fırlatma kodlarına yalnızca NATO personelinin sahip olduğunu açıkladı.

Rus lider Putin, bunun NATO’nun Ukrayna’daki çatışmalara doğrudan katılımı anlamına geleceğini ifade etti. Bu durumda Rusya’nın da NATO üslerini doğrudan ileri teknoloji füzelerle hedef alabileceğini dile getiren Rus lider, yaşanacak durumun Batı ile Rusya arasında doğrudan savaş anlamına gelebileceğini vurguladı.

İngiltere ve ABD’nin Rusya’yı vurma ısrarını, Husilerin İsrail’e yönelik füze saldırısını, İsrail’in Lübnan sınırındaki hazırlıklarını, nükleer savaş risklerini ve Trump’a ikinci suikast girişimini, gazeteci, dış politika uzmanı ve ATASAM analisti Hasan Erel ile konuştuk.

‘İngiliz füzeleri ile Rusya vurulursa doğrudan Batı ile Rusya savaşa girer’

Hasan Erel’e göre Batı’da aklıselim politika üretenlerin sayısı yok denecek kadar azaldı. İngilter’’nin Rusya’yı Storm Shadow füzeleri ile vurmasının küresel bir nükleer çatışmaya dönüşebileceğinin altını çizen Erel, Rusya’nın bu durumda sessiz kalmayacağını vurguladı:

“Bir çılgınlık söz konusu. Nükleer güç olan bir ülkeye karşı sürekli bir tırmandırma politikası izleniyor. Ukrayna’da savaşı kazanan Rusya’nın kazandığı kabullenilmesin diye, ‘natosal’ bir el yükseltme, bir nükleer savaşa gidebilecek girişimlerde bulunma durumu ortaya çıkıyor. Bunu manyaklık diye nitelendirebiliriz. Bu normal bir tutum değil. Soğuk Savaş’ta da bunu hiçbir zaman yaşamadık. Böyle bir şey görülmedi. Ben özellikle İngiltere’nin kışkırtma rolünü oynadığını düşünüyorum. Amerika bile ‘Bu füzeler ile Ukrayna’nın, Rusya’yı vurmasına izin veremeyiz’ dedi. Putin’in açıklamasından sonra çekindiler. Putin bunu doğrudan savaş ilanı sayacağını söyledi. O zaman da NATO üslerini vuracaklarını söyledi. Bu, Avrupa ve ABD’nin doğruca Rusya ile savaşa girmesidir. Bu da nükleer savaşa kadar evrilebilecek korkunç bir olasılık. Buna rağmen İngiltere’nin 5 tane bakanı çıkıp ‘Storm Shadow füzelerini verelim, Ukrayna kullansın’ demesi çok tehlikeli. Uydular zaten onların. Ukrayna’nın uydusu yok. Füzeleri verdikten sonra ister Harkiv’den ister Londra’dan atılsın. Füzeleri yönlendiren İngilizler olacak. Times gazetesinde füzeyi vermekten değil doğruca Rusya’yı vurmaktan bahsediyorlar. Bu, dünya savaşına doğru evrilebilecek bir şey.”

‘Siyonist, Evanjelist ve neocon gruplar dünyayı kıyamet savaşına mı sürüklemeye çalışıyor?’

Dünyada gerilimin arttığı ve sıcak temas riskinin gün geçtikçe yükseldiği bir diğer noktanın da Pasifik olduğunu hatırlatan Erel, ABD’nin Japonya ve Filipinleri silahlandırma planlarına dikkat çekti. Batılı elitlerin dünyayı adeta bir kıyamet savaşına sürüklediğini ifade eden Erel, Rusya’nın vurulması durumunda senaryoların en kötüsünün gerçekleşebileceği uyarısında bulundu:

“Diğer taraftan Pasifik’te de gerilim tırmanıyor. Amerikalılar, Japonları kullanmak istiyorlar. Japonya’ya füze vereceklerini söylüyor. Rusya ve Çin, Japonya’nın gözünü korkutmak için ortak tatbikat yapıyor. Filipinler ise Pasifik’te yeni bir Ukrayna gibi kışkırtma yapıyor. Batı’da aklı başında insan yok mu? İnsan merak ediyor. Bunlar gerçekten siyonist, Evanjelist ve neocon bir grup. Acaba bu gruplar, insanlığı nihai bir savaşa yani ‘armageddon’ senaryosuna mı sürüklemeye çalışıyorlar? Ben normal bir insan olarak bile böyle bir senaryoyu ortaya koymak istemem. Fakat burada resmen rest çekmek gibi bir şey var. Bunun blöfü de yok. Bir tane füze atılsa neler olur? Kursk olayı bile başlı başına gerekçe. Ukraynalı ve Batılı askerler, Rus topraklarını işgal etti. Moskova bunu bir NATO operasyonu olarak tescil etti. Bir de güdümlü füzelerle Rusya’nın askeri tesislerinin vurulması demek büyük tehlike arz ediyor. Sosyal medyada bir klip gördüm. Ruslar bir video hazırlamış, özellikle İngiltere’yi hedef alıyorlar. Denizaltılar ile gidip Storm Shadow üretilen tesisleri vuruyorlar, sonra Londra’yı vuruyorlar. İş bu tip bir noktaya varırsa çok kötü olur.”

‘Bu noktadan sonra Zelenskiy’nin sunabileceği tek plan bir teslim olma planı’

Hasan Erel’e göre cephede mağlup olan Zelenskiy’nin sunabileceği tek barış opsiyonu teslimiyet belgesi. Rus güçlerinin Karadeniz’de de takviye yaptığına dikkat çeken Erel, dünyada dengelerin hassaslaştığının altını çizdi:

“Bu noktadan sonra Zelenskiy’nin sunabileceği tek plan bir teslim olma planı. Şu anda Ruslar, son tahkimatı da geçtiler ve Donbass’ta ilerliyorlar. Her gün yeni bir yerleşim birimini ele geçirerek ilerliyorlar. Ruslar vuruş gücünü de artırdı. Daha çok füze kullanıyorlar. Öte yandan Karadeniz’de birçok savaş gemisi yeni nesil füzelerle hazır hale getirildi. Yani Rusya’ya yönelik bir füze saldırısı olursa, o zaman doğrudan Romanya, Polonya, Yunanistan gibi yerlerdeki NATO hedefleri vurulabilir. Karadeniz’de de bir tırmanış söz konusu. İngiltere’nin ve Amerika’nın etrafında denizaltılar dolaşıyor. Dünya şu anda ciddi bir gerilimin eşiğinde. Biz Türkiye’de Dilan Polat’ı, Narin’i konuşuyoruz. Tabii konuşulması lazım ama bir yandan dibimizde çıkabilecek bir dünya savaşını da konuşmamız gerekiyor. Güneye bakarsak İsrail de Lübnan’a karşı harekat yapmak istiyor. İç gündemimizde bunun konuşulmuyor olması yanlış. Bu tür gelişmeler basında yer almıyor. Amerika’nın Güney Kıbrıs ile yaptığı anlaşma bile basit bir trafik kazası gibi görüldü. Medyamızdaki bu körleştirmeden endişeliyim.”

‘Çin, Rusya ve Amerika arasında kalan, özellikle Türkiye gibi ülkelerde yeni bir operasyon ihtimali söz konusu’

ABD istihbaratı CIA ve İngiltere istihbaratı MI6’in Türkiye dahil birçok ülkede operasyon hazırlığında olduğuna dair sinyaller verildiğini kaydeden Erel, Türkiye’de bu tür konulara karşı büyük bir medya ilgisizliği olduğunu vurguladı:

“Dış haberler pek izlenmiyor zaten. Bunu kabul ediyorum. Ama olay şu anda çok farklı bir boyutta. Bir gün düğmeye basılırsa felaket anlamına gelecek. Ben bu olasılığı çok yüksek görmüyorum ama risk ortada. Türkiye de etkilenecek. Kaldı ki CIA ve MI6 başkanları geçen hafta bir yazı yazdı New York Times için. Orada bir mesaj vardı alt metinde. ‘Biz Çin ve Rusya’ya karşı yeni bir ortak operasyona başlıyoruz’ dediler. Yani Çin, Rusya ve Amerika arasında kalan, özellikle Türkiye gibi ülkelerde yeni bir operasyon ihtimali söz konusu. Kaldı ki MI6 başkanı da Türkiye’ye geldi. MI6 başkanı şu anda Türkiye ve çevrede fitne-fesat üretmeyi düşünüyor. Basında ‘ahbabımız, dostumuz’ gibi sunuluyor. Olaylar bu kadar tehlikeli bir boyuttayken bu işlerin magazinleştirilmesi doğru değil.”

‘Amerikalı elitlerin büyük bir telaşı var. Trump kazanırsa yere yıkılacaklarını biliyorlar. Bu yüzden Trump’a karşı suikast girişimi oldu’

ABD seçimlerinde dev şirketlerin ve sermayenin oluşturduğu oligarşinin elindeki sistemi kaybetmek istemediğini vurgulayan Hasan Erel, bu sebeple Amerikalı oligarkların Trump’a yönelik ikinci bir suikast girişimi düzenlediğini belirtti:

“Şu anda mesele bir Biden veya Harris ile Trump arasında bir seçim değil. Amerika’daki askeri, endüstriyel, büyük teknoloji ve medya kompleksinin oluşturduğu bir oligarşi var. Bu oligarşi şu anda düzenlerinin bozulacağı ve kurgularının dağılacağı telaşı içinde. Trump seçilirse Rusya ile barışa gidilebilir. Avrupa ve NATO ile ilişkilerde düzenlemeye gidilmesi olasılığı var. Ekonomide krizler var. Amerikan ekonomisi geçen yıl borçlar için 1 trilyon dolar faiz ödedi. Oligarşinin büyük bir telaşı var. Trump kazanırsa yere yıkılacaklarını biliyorlar. Bu yüzden çılgınca işlere kalkışıyorlar. Trump’a karşı ikinci suikast girşimi oldu bu. Adam da kör göze parmak hesabı Ukrayna’ya paralı asker götüren, onları işe alan bir Demokrat Partili çılgın bir adam çıktı. Azak nazilerinin sempatizanı aynı zamanda. Böyle adamlar kullanılıyor. Veya belki de onlar yem olarak kullanılıyor, çok daha kötü şeyler yapacaklar. Normalde CIA ve MI6 başkanları ortaya çıkıp plan ve proje anlatmaz. Oradan huylanıyorum. 11 Eylül’e benzer ciddi bir şey olabilir. 7 Ekim gibi vurucu bir şey olabilir.”

‘Husilerin füze saldırısı yüzünden İsrail, Lübnan konusunda tereddüt etti’

Hasan Erel, Husilerin füze saldırısı sonrası İsrail’in Lübnan’a yönelik askeri harekat konusunda tereddüt ettiğini öne sürdü. Erel’e göre ABD ve İngiltere, İsrail’in elini rahatlatmak için birtakım planlar arıyor:

“İsrail, Hizbullah’a karşı çok ciddi bir harekata hazırlanıyor. Tahminim şu yönde: Bunu çoktan başlatacaklardı ama korkuyorlar. Hizbullah’ın elindeki silahların ne kadar güçlü olabileceğini, Yemenli Husilerin dün hipersonik füze ile Tel Aviv’i vurması ortaya koymuş oldu. İran’ın elindeki silahlar da böyle diyebiliriz. Hipersonik füzeler şu anda gördüğüm kadarıyla Batı’nın elinde yok. Rus teknolojisi ile İran ve Çin üretiyor. Husilere kim veriyor? Onlar kimin uydularını kullanıyor?

Yemen’den atılan füze 2 bin kilometreyi 11 dakikada gidiyor. Saatte 9 bin kilometre hızla gidiyor. Bölgedeki Fransız ve Amerikan savaş gemilerinin savunma sistemlerini aşıyor. İsrail’in Demir Kubbe’sini aşıyor. Ve sonra da elektrik santralini vurduğu iddia ediliyor. Hatta İsrail hava savunma füzesinin metro istasyonuna isabet ettiğinin videosu çıktı. Yemenli Husiler yani ‘Terlikli Che Guevera’lar, İsrail’in dokunulmazlığını tekrar bozdu. Bu da muhtemelen İsrail’de tereddüt yarattı. Yoksa önceki gün bildiri atıyorlardı Lübnan’ın güneyinin boşaltılması için. Ama harekat bir türlü başlayamadı. Demek ki böyle bir endişe var.

Bu çok önemli bir faktör. Amerika’nın elini kolunu da bağlıyor. ABD’nin o kadar uçak gemisi yok artık. Zaten uçak gemileri de artık işe yaramaz durumda. Yemen’in attığı füzeler bile uçak gemisini vurabilecek güçte. Deniz gücü olarak her yere hakim olamıyorlar. En basitinden Yemenliler, Babülmendep’i kapattılar. İsrail, Mısır ile ticaretini artırıyor. Körfez artırıyor. Türkiye ürünleri Yunanistan üzerinden gönderiyor diyorlar. Böyle idare etmeyi deniyorlar ama ciddi bir zorluk içindeler. Bir de Hizbullah ile savaşa girişmeye kalkarlarsa çok daha büyük zorluk çekecekler.

Tahminimce MI6 ve CIA başkanları bununla ilgili de planlama yapıyorlar. Gündemde bu da var. Çin ve Rusya’yı engelleyeceklerini söylemişlerdi. Burada dolaylı olarak Çin ve Rusya’ya yakın Direniş Ekseni var. İsrail ve Yunanistan zaten Amerika’nın biriciği. Oturmuşlar neler yapacaklarını düşünüyorlar. İngiltere, ABD, Fransa vs. devletlerin Ukrayna’ya füze verme ve Rusya’yı vurdurma olayı her şeyi bambaşka bir noktaya taşıyabilir.”

cumayerihaber.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu